BÜYÜK FELAKETİN ARDINDAN BURSA'DA NE YAPILDI NELER YAPILMADI?

Aydın, yazısında şu ifadeleri kullandı:

6 Şubat'ın üstünde tam iki yıl geçti. 53 bin insanımızı yitirdiğimiz Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinin ardından, ülke olarak 11 ilimizi yeniden ayağa kaldırma mücadelesi veriyoruz. Bu amaçla 201 bin yeni konut inşaa edildi. Yıl sonunda 250 bin konutun daha tamamlanması öngörülüyor.

Büyük yıkımın ikinci yıldönümünde tüm Türkiye'de olduğu gibi kentimizde de bir dizi anma programları vardı. Öncesinde odalarımız, üniversitelerimiz, STK'larımız konferanslar, paneller düzenlediler.

Dün de hem Büyükşehir Belediyesi hem de ilçe belediyelerimiz 6 Şubat'a ilişkin değerlendirmeler yaptılar.

Büyükşehir Belediyesi, Merinos Atatürk Kongre Merkezi'ne taşıdığı Afet Koordinasyon Merkezi'nin toplantı salonunu törenle hizmete açtı. Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı AKOM'un burada AFAD ile koordineli çalışmalar yapacağı açıklandı.

Osmangazi Belediyesi ise depremin 2. yıldönümünde Osmangazi Meydanı'nda saat 04.17'de depremde yitirdiğimiz yurttaşlarımız için saygı duruşunda bulundu.

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi ise dün düzenlediği basın toplantısı ile siyasetçileri ve yerel idarecileri bir kez daha uyardı.

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Mehmet Yıldız yaptığı açıklamayla, daha evvel ülkeyi ve kentleri yönetenlere verilen jeolojik raporları hatırlattı. Yapılması gerekenlerin zamana bırakıldığını yineleyen Yıldız, yetkilileri bir kez daha insan odaklı ve afet dirençli kentler oluşturmaya çağırdı.

Başkan Yıldız, sıvılaşmaya yatkın kırsal ve kentsel alanlarda jeolojik sakıncalı ve fay sakın bantları oluşturulmasını ve tüm kamu binalarının elde geçirilmesini önerdi. Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı ayrıca ülkede bir Afet Acil Durum Bakanlığı'nın kurulmasını da istedi. Yıldız, Türkiye Afet Risk Azaltma Planı'nı için de yeterli finansman sağlanmasını talep etti.

Türkiye'de son iki yıldır buna benzer açıklamalar, toplantılar, paneller yapılıyor. Oysa, biz de belediyelerimizin bu konuda ağırdan aldıklarını ve ayak sürüdükleri düşünüyoruz.

Elbette tümü değil ama yerel yönetimlerimiz bu konuda büyük bir rehavet altında.

Ülkemizde 8 milyon riskli ve dönüşmesi gereken yapıdan bahsediliyor. Bunların dönüşebilmesi için belediyelerimizin ellerini çabuk tutmaları gerekiyor. Konut yapımını ve kentsel dönüşümü sadece devletten beklemenin de bir hata olduğuna inanıyoruz. Özel sektör ve bireyler olarak bizim de taşın altına elimizi sokmamız şart.

Dönüşümü yavaşlatan bürokrasi dizginlenmeli.