BURSA'DA 26 BİN YAPI İÇİN ACİL ÇAĞRI!

Aydın, yazısında şu ifadeleri kullandı:

İstanbul depremi sonrası hepimiz kentsel dönüşümü, bina sağlamlıklarını ve zemin durumlarını çok konuşmaya başladık.

Faylar gündemimizden çıkmıyor.

Civar illerdeki sarsıntılar sürekli takibimizde.

Bursa'nın deprem gerçeğini de göz ardı edemeyiz.

Konuşmaktan öte, eyleme geçme vakti. Dün İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Atilla Erdem ile yöneticiler Erdem Yardımcı, Ayşegül Özbek ve Ozan Olgun ziyaretimize geldiler.

Onların uzmanlık alanı olan kentsel dönüşümü ve deprem riskini konuştuk.

Başkan Erdem, Büyükşehir Belediyesi'nin Japon JICA'ya zemin verileri ve bina yapım yılına bakarak hazırlattığı rapora göre Bursa'nın yüzde 65'inin riskli olduğu, bunlardan da 26 binin çökme riski taşıdığının açıklandığını hatırlattı.

Erdem, zemin durumu ve yapım yılı üzerinden binaların risk taşıyıp taşımadığının tespitinin zor olduğunu hatırlattı ve Büyükşehir Belediyesi'ne bina envanter çalışması için çağrısını yineledi.

"2000 öncesi yapılmış binaların tümümün riskli olduğunu, sonrasındakilerin tamamının ise çökmeyeceğinin garantisini kimse veremez" diyen Erdem, "26 bin binanın nerelerde olduğunu biz bilmiyoruz. Bunların bir an evvel sağlamlaştırılması veya yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Çökme riski olan binaları bir an evvel dönüşüme sokmalıyız" dedi.

İMO Bursa Şubesi'nin kentteki tüm binaların envanterinin çıkarılması konusunda işbirliğine hazır olduğunu yineleyen Erdem şöyle devam etti:
"Biz kâr amaçlı çalışan bir kuruluş değiliz. Odamız bir kamu kurumu. Bursa'nın bir an önce yapı stoku envanteri çıkarılmalı. Sağlıklı planlama yapılmıyorsa, ortada sağlıklı veriler yok ise doğru adım atılamaz. Deprem muhakkak olacak. Deprem bir doğa olayı. Ama bizim yapı stokumuz kötü olduğu için Türkiye'de depremler felakete dönüşüyor. Bursa'nın yüzde 65'i riskli deniyor. Bu da 400 bin bina yapar. Bunların belki hepsi göçmeyecek ama biz göçme riski olanları sağlamlaştıracak acil adımlar atmalıyız" diye konuştu.

Şili örneğini hatırlatan Başkan Erdem, hem 1999'da hem de 2024'de Şili ile Türkiye'de aynı depremlerin yaşandığını, ancak Şili'nin binalarını o tarihten sonra güçlendirdiğini, ikinci depremde Türkiye'den daha az can kaybı yaşandığını kaydetti.

Kentsel dönüşümün vatandaş inisiyatifine bırakılmaması gerektiğine de dikkat çeken Erdem, vatandaş ikna edilemiyorsa, kamu zoruyla dönüşümlerin gerçekleştirilmesi önerisini tekrarladı.

Devlete de çağrı yapan Erdem, Bursa'da meydana gelebilecek depremin İstanbul'dan önemli olduğunun altını çizdi. Dönüşümler konusunda devlet, belediyeler ve yurttaşın ortak hareket etmesi gerektiğini, İstanbul'a tanınan 'yarısı sizden yarısı bizden' desteğine Bursa'nın da dahil edilmesini istedi.

Devletin 6 Şubat depremleri sonrası 250 milyar dolarlık bir harcama yaptığını da kaydeden Erdem, bunun 50 milyar doları ile deprem öncesi kentlerin dirençli hale getirilebileceğini vurguladı.

Erdem, Büyükşehir Belediyesi'nin gündemindeki Altıparmak dönüşümü için de artık toplanma, konuşma değil, karar alıp, eyleme geçme vaktinin geldiğini sözlerine ekledi.