AK PARTİ BURSA'DA NELER OLUYOR?

AK Parti'nin kuruluşundan bu yana seçimlerde mağlup olmamış ve 31 Mart yerel seçimlerinden sonra muhalefet tecrübesizliği gerçeği ile karşı karşıya kalmıştı. 31 Mart yerel seçimleri öncesi ve sonrası yaşananlar, AK Parti'nin Bursa teşkilatı içindeki bazı isimleri harekete geçirdi. Seçim sonrası durumu kendi içlerinde değerlendiren bu isimler bazen gizli görüşmeler yaptı, bazen de sosyal medyadan fotoğraf verip ''Biz hazırız!'' mesajını vermeye çalıştı.

Ancak bu duruma gelmenin nedenlerini, AK Parti kulisleri seçim öncesine bağlıyor. AK Parti'nin Bursa'da yaşadığı durum analiz edildiğinde ilginç bir tablo ile karşılaşıyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan için Bursa son derece önemli bir şehir oldu. Bursa yıllarca AK Parti'nin kalesi pozisyonunda anılmış ve her seçimde başarılı sonuçlar elde ederek Erdoğan'ın gözde şehri olmayı başarmıştı.

Bursa'da uzun süren iktidar dönemi içinde bir çok kaotik gelişme yaşanmış ancak bunların hiçbiri su üstüne çıkmamıştı. Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Kol kırılır yen içinde kalır'' mantığı, parti yönetiminin en önemli bir parçası olmuştu.

Uzun süren iktidarın başarısını bazı isimler kendine pay biçmiş ve ''Benim oyum partiden yüksek!'' diyecek kadar, güç zehirlenmesi yanılgısına düşmüştü. AK Parti politikaları bu düşünce içinde olan isimlere kısa zaman içinde durumun öyle olmadığını hissettirmiş ve verilen oyların isimlere değil Erdoğan'a olduğunu göstermişti.

Durum böyle olunca da ''Benim oyum partiden yüksek'' düşüncesinde olan isimler, tek tek siyaset sahnesinde gerilere düşmüştü.

Artık siyasi sahnede sadece AK Parti olduğunu ve hiçbir zaman iktidarın kaybedilmeyeceğini düşünen isimler, kendi içinde mücadelelere başlamış ve bu durumlardan bir şekilde haberdar olan genel merkez yaşananlara müdahale etmek zorunda kalmıştı.

Her ne olursa olsun bu yaşanan krizler teşkilat içinde bilinir ama kamuoyuna sızdırılması engellenirdi. Eski bakanlar ile yeni bakanlar arasındaki krizler, eski başkanlar ile yeni başkanlar arası krizler, il başkanını değiştirip, o koltuğa oturmak isteyen isimler arası krizlerde her zaman son sözü Ankara söyler ve konular kapanırdı. Ama hiç kimse küsemezdi.

AK Parti, tıpkı bir futbol takımı gibi siyasi oyuncuları yönetiyor ve başarı odaklı ilerliyordu. Yönetimi kişilerin insiyatifine bırakmamaya çalışıyor ve gerekirse oyundan bile alıyor yedek kulübesinde bekletebiliyordu. Bazı maçlarda takım içinde ki bazı oyuncuların isteksiz oynaması hatta gol yemek için kale önünü açtıkları bile görüldü. Bu oyuncuların amacı aslında Ankara'ya ''Ben olmasam olmaz'' mesajını vermekti. O yüzden sahada olan ve oynamaya çalışan diğer oyuncuların önünü keserek, başarısızlık için çalıştıkları biliniyor.

Takım içinde yaşanan huzursuzluk maçı kaybetmeye doğru götürüyordu. Yedek kulübesinde oturanlar takım için mücadele etmiyor hatta ilk 18'e bile alınmayan oyuncular artık ''Tekliflere açığım'' demeye bile başlamışlardı. Yönetim ise maçı kaybetmemek için en azından, rakibe çalışan oyuncuları ilk 18'e almıştı. Ama onlar yine de rakibe maçı hediye etmekten çekinmemişlerdi. Çünkü Erdoğan'a tepki veremeyenler, Erdoğan'ın getirdiği isimleri başarısız göstermek için mücadele ediyorlardı.

İşte AK Parti'de seçim öncesi özeti.

Aslında çok daha fazlası var ancak sayfa sayfa yazmakla bitmez yaşananlar.

Seçim sonrası da aynı sahneleri yaşıyoruz. Sosyal medyada manidar paylaşımlar yapanlar mı dersiniz yoksa arka planda kulis yapanlar mı dersiniz!

Kesin olan şu ki bu takım içinde sorunlu birçok oyuncu var. Bu oyuncular kendilerini başarılı göstermek için, kendi çıkarları için bu takımı seçimde yenilgiye uğrattılar ve şimdi de bu takımı küme düşürmek için uğraşıyorlar.

Kısacası Bursa'da AK Parti, içerideki oyunun kurbanı oldu!

Şimdi o oyunu kuranlar yeni bir oyunun peşindeler!